Bu gece idrak edeceğimiz “ Mevlid Kandiliniz” Mübarek Olsun!…
Allah ve Resulü Hz. Muhammed (s.av)in sevgisi, sevgilerin en güzeli ve en yücesidir.
Asırlardan beri müslümanlar, bu sevgiye nail olabilmek için büyük gayret ve fedakarlıllarda bulunmuşlardır.
Bu ulvi sevgiyi tâ küçük yaşlarda kazanan (geçen yıl aramızdan ayrılıp ebedi hayata göç eden ) Üstadım Seyyid M. Avni (Avnullah) ÖZMANSUR, Allah ve Resulü’nün yolundan yürürken en büyük şiarı, Sevgili Peygamberimiz (s.av) Efendimizin sünnetine sarılmak ve onun eşsiz ahlakını yaşamaktı. 89 yıllık hayatı incelendiğinde bunu gayet berrak bir şekilde görmek mümkündür.
Yıllarca rahle-i tedrisinde bulunup kendilerinden maddi ve manevi ilimler öğrendiğim Üstadım, her fırsatta bize Resulullah (s.a.v)ın hayatından örnekler verir, Kainatın Efendisi olan Peygamberimiz (s.a.v)i annemizden, babamızdan, eş ve çocuklarımızdan daha çok sevmemizi telkin ederdi.
Üstadımın fiilen bulunduğu sohbetlerde manevi havanın dalga dalga yayıldığını, dinleyenlerin kendilerini adeta Asr-ı Saadette yaşıyormuş gibi hissettiklerini, gecenin geç saatleri olduğu halde hiç kimsenin bu Cennet hayatını andıran gönül sohbetlerinden ayrılmak istemediklerini müşahade ederdiniz.
Üstadım M. Avni (Avnullah) ÖZMANSUR’un çocukluk yılları hariç, geride kalan hayatının tamamına yakın bölümü, İslam davası uğruna karşılaştığı sıkıntı ve çilelerle doludur.
Karşılaştığı her sıkıntı, kalbinde bir kandil gibi ışıldayan imanını kat kat arttırmış, Allah ve Resulü’nün aşkıyla yanıp tutuşmasına, Kur’an ve Sünnet’e daha fazla sarılmasına ve yurt sathına dağılan binlerce İslam Mücahidi yetiştirmesine neden olmuştur.
İnsanın dinlerken bile gözyaşlarını tutamadığı o çileli yıllar; Üstadımın, uyutulan bu milleti uyandırmak için her biri ayrı bir eser olabilecek nitelikte birbirinden güzel, anlamlı ve duygulu şiirler yazmasına sebep olmuştur.
Allah’a binlerce şükürler olsun ki; o karanlık günler, kara vicdanlı insanlarla birlikte geride kalmıştır.
Geçen yıla kadar hemen her hafta Üstadım Seyyid M. Avni(Avnullah) ÖZMANSUR’un teşrifleriyle düzenlenen gönül sohbetleri etkisini göstermiş, İslam’a susamış pek çok davet kardeşimizin hidayetine vesile olmuştur ve açtığı bu çığır, yaptığı sohbetleri, yazdığı kitapları ve kaleme aldığı onlarca şiirleri insanlık var olduğu müddetçe hidayet vesilesi olmaya devam edecektir inşaallah.
Üstadım, 30 yıl önce yazdığı uzun bir şiiriyle Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.v)i yakından tanımak isteyenlere ışık tutmuş ve istikballerini aydınlatmıştır.
Allah Resulü(s.a.v)nün hayatını sevgi dolu kelimelerle satır satır anlatmış ve bu şiirinin bir özetini Türkiye Devlet Radyo ve Televizyonu TRT-1’de bizzat kendileri sesli ve görüntülü olarak okumuşlardır.
Merhum Üstadım Seyyid M. Avni (Avnullah) ÖZMANSUR’un özet olarak aldığım “ÇAĞLARI AYDINLATAN YÜCE PEYGAMBER” başlıklı şiirini okuduğunuzda öyle inanıyorum ki siz de Saadet Asrına doğru manevi bir yolculuk yapacak, hatta Peygamberimizin yanındaymışsınız gibi manevi bir atmosfere girecek, nurlara ğark olacak, manevi havayı soluyacak ve kendinizi Cennetteymiş gibi hissedeceksiniz.
Ali Sağlam Bey kardeşimizin kurmuş olduğu Euturkhaber.com sitesi olan Avrupalı Türkleri Haber Portali’nde yayınlanan yazılarımı yakından takip eden, okuyan ve hayatına yön veren genç kardeşlerimizin 2020 yılı Mevlid kandili münasebetiyle istifadelerine sunmayı arzu ettiğim bu şiirde, Allah Resulü (s.a.v)nün hayatını satır satır okuyacak ve onun eşsiz sevgisiyle bir çağlayan misali coşacaksınız!…
ÇAĞLARI AYDINLATAN YÜCE PEYGAMBER
Tam beşyüz yıldan fazla, geçmişti ki İsa’dan;
İnsanlık yoldan çıkmış, dünya olmuştu zindan;
Evrendeki gecenin, son karanlığıydı bu,
Çağları aydınlatan, Yüce Peygamber doğdu.
Ya Resûlallah şeksiz, sen olmasaydın eğer;
Varolmazdı felekler, arzda olmazdı değer!
Ey kıvancımız! Sensin tüm güzeller güzeli
Sonsuzluk âleminde, ey rahmet Peygamberi.
Makam-ı Mahmud senin, ilk şefaatçi sensin
Senden başka örnek yok, sen en büyük öndersin
Okur-yazar değildin, okuttu Allah seni,
Ve unutmazsın dedi, teyi’t etti rütbeni
En üstün insan çıktı, bilgisayarda vasfın
Aynalar kadar berrak, deryalar kadar safsın.
Hazreti Musa, İsa; ardından geldi ancak
Milyarların içinde, sana verildi sancak.
Sen ki en üstün insan, sen ki Halifetullah!
Bütün yetkiler ile, donattı seni Allah
Vedduha suresi’nde yemin etti Hakk, niçin?
Kalbini tatmin edip, gönlünü almak için.
Sen güneşler güneşi, evreni aydınlatan;
Sen fakirle sultanı, aynı ölçüde tartan!
Her an minarelerden, avaz avaz yükselir;
Önce Allah’ın ismi, sonra seninki gelir!
Gaybı bilen Allah’tır, açmam dedi beşere;
Yalnız açarım onu, sevdiğim peygambere;
İşte bu lütuflarla, tâ kıyamete kadar;
Olacak olayları, verdin bizlere haber!
Seni ne kadar sevsek, seni ne kadar övsek;
Bir hiç kalır yanında, acaba nasıl etsek?
Acaba nasıl etsek, nasıl etsek acaba?
Tüm kirlerden arınsak, kavuşabilsek sana.
Bir âh etsek de yansak, bir âh etsek de yansak;
Ve huzuruna varıp, ayağına kapansak…
O mübarek yüzünü, yüzümüze çevirsen;
Ve baksan gözümüze, razıyım sizden desen!
İşte o zaman kalpler, itminan bulur ancak;
Ya Resûlallah! Bu an nasıl mümkün olacak?
Sen varlık yüzüğünün üstünün elmas taşı!
Sen ki ezel nurundan, nurların en üst başı!
Bütün nurlar, nurunun gölgesi olur ancak,
Elbette bu gözeden, tüm nurlar parlayacak!
“Nurlar saçan bir kandil”, dedi Rabb’in şanına;
Seni yüceltmek için, tâ aldırdı yanına!
En fazla seni sevdi, ”Sevdiğim” dedi sana;
Sen ise yakîn oldun, eriştin muradına!
Gözünün gördüğünü, yalanlamadı kalbin;
Çünkü en yakînine almıştı, seni Rabb’in!
Ve yok olmuştun O’nda, tüm geçmiştin kendinden;
Bu ancak sana ait, bir vergiydi Rabbin’den!
Bir makam ki Cebrail, giremezken oraya;
Davet etti yüce Hakk, “Ey Dostum” gel buraya!
İlâhi! Bu ne ikram, bu ne izzet, bu ne şân?
En kutsal makamda sen, bir de Resûl-i Zişân!
Rabbi ile yüz yüze, öz öze nur deryası;
Bir sohbet, bir huzur ki, huzurun en âlası!
Dil âciz, idrak âciz, hâli vasfeylemeye;
Onu ancak kendisi, muktedir söylemeye!
Ya Resûlallah! Lutfet, yolunda fân olalım!
Canı binlerce verip, sana kurban olalım!
O zaman sevgin ile, yaşarız sonsuza dek;
O zaman mümkün olur ebediyyen ölmemek!…
Ya Rab! nolur, ayırma bizleri doğru yoldan,
Her nefes canlarımız, uğruna olsun kurban.
Ya Rab! Haddimi aştım, pişmanım cür’etimden,
‘‘Lâ taknetû’’yu bildim, eminim rahmetinden.
Ya Rahîm! Bu ümmeti bağışla Habîbi’ne,
Avnullah’ ı ulaştır Gönüller Tabibi’ne.
…
“Gül” ile temsil edilen Kainatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimize sonsuz salat ve selam olsun!….
Kainatın Efendisi olan O eşsiz insanı ancak; aklı temiz, ruhu temiz, bedeni temiz, kişiliği temiz, yüksek itibar sahibi, inançlı insanlar anlayabilir.
Dik durarak inancından ve maneviyatından kaynaklanan büyük bir cesaretle bütün dünya Liderlerine “ DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” diye haykırarak dünyadaki mazlumların muhibbi ve hamisi derecesine yükselen milliyetçi ve mukaddesatçı Liderler anlayabilir.
Savunma Sanayiinde gerçekleştirdiği devrim niteliğindeki teknolojik üstünlükle Müslüman- Türk düşmanlarına “ HODRİ MEYDAN” diyen Medar-ı İftiharımız, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi anlayabilir.
….ve aynı inançta olan aile efradı, yakın çalışma arkadaşları, aynı inancı ve aynı manevi değerleri paylaşan hayranları anlayabilir.
Gece- gündüz, yaz-kış, soğuk-sıcak, aç-tok demeden vatanımızın her yanında canı pahasına nöbet tutan şanlı askerlerimiz, Komutanlarımız güvenlik mensuplarımız, Polislerimiz ve Emniyet Müdürlerimiz anlayabilir…
“VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR” kutsal sözüne inanarak 15 Temmuz gecesi ülke yönetimini ele geçirmeye çalışan vatan hainlerine engel olmak ve ders vermek için inançlarının gereği olarak canlarını siper edip kahramanlık destanı yazan vatansever kardeşlerimiz anlayabilir.
Kısacası sayıları dünya nüfusunun 1/4’üne ulaşan milyarlarca müslüman anlayabilir…
Müslümanların Peygamberine saygısızlıkta bulunmak suretiyle kişiliğini ve itibarını ayaklar altına alan, ahlaken tefessüh etmiş, insanlık şerefinden mahrum, yüzünde insanlık izleri dahi kalmamış, mikron seviyesine düşerek ahlaken yerlerde sürünen akıl fukarası Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve aynı sapık görüş ve düşüncede olanlar anlayamazlar.
Siyonistlerin kuklası durumuna düşmüş olan zavallı bazı Arap Ülkeleri Liderleri de anlayamazlar. Çünkü elde ettikleri servet, kapıldıkları şehvet sarhoşluğu ve yakalandıkları siyonizm tutsaklığı onları İslam’dan, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) den ve Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’den uzaklaştırmış ve ABD Başkanı Donald Trump’ın emir eri ve bankomat makinası, Avrupalı Siyonistlerin ise kuklası yapmıştır.
Akıbetleri elimdir. Daha şimdiden siyonistlerle işbirliği yapıp müslümanlara ihanet eden Arap liderlerini “ hayati endişe korkusu” sarmaya başlamıştir elhamdilillah.
Tarihte Firavun’un, Nemrud’un, Şeddad’ın, Ebu Cehil’in, Ebu Leheb’in, As İbn-i Vail’in ve benzeri İslam düşmanlarının başına gelenler, bunların da başına er ya da geç mutlaka ama mutlaka gelecektir.
Tarihine, vatanına, milletine, kutsal değerlerine, inanc ve maneviyatına ihanet edenler asla İFLAH OLMAZLAR!…
Unutmasınlar ki;
“İSTİKBALDE EN GÜR SEDA, İSLAM’IN SEDASI OLACAKTIR”!….